banner47

DEVA Partisi'nden Kanal İstanbul'a dilekçeli itiraz!

Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi, Kanal İstanbul projesi için itiraz dilekçesini verdi. Dilekçede projenin çevre, kentleşme ve ulusal güvenlik açılarından yol açacağı sorunlara ve doğacak risklere dikkat çekildi.

banner51
DEVA Partisi'nden Kanal İstanbul'a dilekçeli itiraz!

İSTANBUL (İGFA) - İstanbul Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün önünde DEVA Partisi Doğa Hakları ve Çevre Politikaları Başkanı Yasemin Bilgel tarafından yapılan açıklamada, Kanal İstanbul projesinin çevreyi olumsuz etkileyeceği, ulusal güvenlik riskleri oluşturacağı ve üç canlı fay hattının bulunduğu bir bölgenin yerleşime açılacağı vurgulandı. İl Müdürlüğü'ne projeyle ilgili itiraz dilekçesi veren partililerin açıklamasına Yerel Yönetimler ve Şehircilik Politikaları Başkanı Mehmet Emin Ekmen, Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Mustafa Yeneroğlu, Kurumsal İletişim ve Tanıtım Başkanı Sanem Oktar ile parti yöneticileri katıldı.
 
Dilekçede Marmara denizinin oksijensiz kalacağı, İstanbul’un Avrupa yakasındaki tatlı su kaybının yüzde 13’e varacağı ve canlı fay hatlarının bulunduğu bölgede nüfus yoğunlaşmasına neden olarak deprem ve tsunami risklerinin artacağı kaydedildi.
 
DEVA Partisi Doğa Hakları ve Çevre Politikaları Başkanı Yasemin Bilgel, geri dönülmesi mümkün olmayan çevre tahribatları oluşturacak ve hayati güvenlik riskleri barındıran Kanal İstanbul projesinin bilimsel itirazlar dikkate alınmadan hayata geçirilmeye çalışılmasından duydukları endişeyi vurguladı. "Projenin planlandığı bölge, İstanbul’un ormanlarının, mera ve tarım alanlarının, yerüstü ve yeraltı su kaynaklarının, su havzalarının olduğu bir bölgedir" diyen Bilgel, "Kanalın inşası orman, tarım ve mera alanlarımızın kaybına neden olacak, tarımsal istihdam ve hayvancılığı olumsuz etkileyecek ve su fakiri olan İstanbul’un su sorununu daha da büyütecektir. Proje, Marmara Denizi’ni ise oksijensiz bırakarak ölü bir denize dönüştürme riski taşımaktadır. Kanal İstanbul Projesi, yaratacağı bu ekolojik yıkım dışında, halihazırda nüfus sorunu yaşayan İstanbul’un yeni yerleşim yerleriyle nüfusunun artmasına sebep olacak ve şehir üstündeki stresi daha da artıracaktır" dedi.

"İKTİDARIN ISRAR NEDENİ RANT!" 

Kanal İstanbul’un kamu yararına bir proje olmadığı açık olduğunu kaydeden Bilgel, projenin maliyetiyle ilgili tahminlerin de 20 milyar dolardan başlayıp 60 milyar doların üstüne çıktığını ifade ederek, "Bu kaynağın, İstanbul’un olası bir depreme hazır hale getirilmesi, iklim değişikliğine uyumlu ve yaşanabilir bir şehre dönüştürülmesi gibi öncelikli sorunlar için harcanması yerine bu projeye ayrılması kabul edilebilir değildir. İçinde bulunduğumuz salgın dönemi ve ekonomik krizi de göz önünde bulundurduğumuzda, iktidarın kamu kaynaklarını bu projeye aktarma konusundaki ısrarının rant dışında açıklanabilir bir yanı yoktur" diye konuştu.

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner27

banner23