Eğitim Bir-Sen Gemlik Temsilcilisi Halil Gemici Öğretmenler Gününe özel bir basın açıklaması yayınladı.
Gemici yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi :"Öğretmenler Günü, öğretmenlik mesleğinin sorunlarının ortaya konulduğu, çözüm önerilerinin yoğun olarak tartışıldığı, itibarının artırılması için en güçlü vurguların yapıldığı, öğretmenler arasındaki meslekî dayanışmanın en üst düzeyde gerçekleştirildi
Ancak Türkiye’de 24 Kasım Öğretmenler Günü olarak tahsis edilen gün, 12 Eylül askeri darbesinin ardından, darbe yönetiminin kararıyla kutlanmaya başlamıştır. Darbecilerin ruhunu yansıtan, izlerini taşıyan, yapmak istedikleri mühendisliğe öğretmenleri de ortak etmek için merasimleri ve kutlamalarıyla sorgulanmaksızın her yıl tekrarlanan Öğretmenler Günü, millet iradesini hiçe sayanların lütfuyla ‘öğretmenlere de bir gün olsun’ denilerek ihdas edildiği günden beri kabul sorunu yaşamaktadır. Darbecilerin yeri milletin vicdanında nasıl meşrulaşmadıysa, 24 Kasım da aynı şekilde meşrulaşamamıştı
24 Kasım Öğretmenler Günü, mevcut haliyle, bin yıllık geçmişi yok sayan ve el yordamıyla kazılmış yüzeysel temeller üzerine bina edilmek istenen köksüz, ruhsuz anlayışın bir tezahürüdür. Öğretmenler Günü, öncelikle karşılığını medeniyet değerlerimizin derinliklerinde bulan bir temel üzerinde yeniden inşa edilmeli, darbelerin, darbecilerin, antidemokratik süreçlerin ve endoktrinasyon uygulamasının bir karşılığı olmaktan çıkarılmalıdır.
Eğitim ve öğretim, milletin varlığı ve geleceği için hayati önemdedir. Eğitimin yapı taşı, merkezi, taşıyıcı unsuru ise öğretmendir. Öğretmenler, uzun bir süreçte edindikleri maddi manevî bilgi ve becerileri canlı tutmanın yanında sonraki nesillere aktarmada da tarihi rol üstlenirler. Öğretmenlik, toplumun nesnel ihtiyaçlarının yanı sıra, maneviyatını inşa ve ihya etmeleri sebebiyle medeniyetimizde önemli bir yere sahip olmuş, milletimiz nezdinde kutsal bir meslek addedilmiştir.
Biz öğretmenlerimize sadece bilgiyi değil, o bilgiyle canlanıp yeşerecek en saf, en temiz çocuk dimağlarımızı; aklımızı, kalbimizi de emanet etmekteyiz. Sesimizi, sözümüzü, yönümüzü onlarda ve onlarla buluruz.
Ömür boyu bitmeyen, bitmeyecek bir faaliyet olarak bilgilenmenin önemini en iyi kavrayanlar öğretmenlerimiz olmuştur/olmalıd
Bu inceliği unuttuğumuz veya ihmal ettiğimiz ölçekte hayatın rengi solmakta, millet olarak geleceğimiz yara almaktadır. Bilinmelidir ki, ilim ve irfan geleneğimiz içinde muallim olarak anıldığı dönemlerden beri öğretmenlik, formel düzenlemelere, resmi ifadelere gerek kalmadan kendiliğinden değer bulmuş, değer görmüştür.
Ne var ki, yüzyıllık siyasal iniş çıkışların toz dumanı içinde bu onurlu meslek erozyona uğramış, öğretmenlerimiz hak ettiği değeri göremez olmuştur. İlim ve irfan kriterlerinin doğasını zorlayarak ideolojik yaklaşan anlayışlar, öğretmenliği toplum mühendisliklerin
Konjonktürel gerekçelerle sahneyi süsleme babından söylenmiş içi boş yaldızlı beyanlar, ne eğitimin ne öğretmenlerin sorunlarını giderebilmiştir. Bu tür beyanların çoğu pozitivist istikamette bir toplum tasarımına hizmet edecek tarz ve işleve sahip olmuştur.
İstisnai bir durum da olsa, özellikle 15 Temmuz darbe ve işgal girişimi öncesi ve sonrasında doğrudan millet varlığını hedef alan hain darbe girişiminde ve terör olaylarını destekleyen oluşumların içinde kimi öğretmenlerin de isminin karışmış olması, eğitim camiası adına büyük bir talihsizliktir. İlim, irfan ve güzel ahlak noktasında öncü olması gereken öğretmenlerimizi
Diğer yandan, müşfik, naif, müfit davranışlarıyla çocuklarımıza rol model olan, geleceğimizi yoğuran unutamadığımız öğretmenlerimizi
Öğretmenlerin, on yıllar boyunca birbiri üzerine eklenmiş pek çok sorunu bulunmaktadır. Öncelikle öğretmenlik mesleği itibar erozyonu yaşamakta ve mesleğin statüsü tartışılmaktadır
Milli Eğitim Bakanlığı’nın yürürlüğe koyduğu bazı düzenlemeler, aldığı tavır ve tutumlar öğretmeni eğitimin aktörü olmaktan uzaklaştırmış, figüranı hâline getirmiştir. Öğretmenlik mesleğinin itibarsızlaştırı
Eğitim-Bir-Sen olarak, bu vesileyle, sözleşmeli öğretmenlik uygulamasının yeniden hayata geçirilmesi, erkek kamu görevlilerine dayatılan kılık-kıyafet zorunluluğu, öğretmenlerin kariyer basamaklarına ilişkin yaşadıkları belirsizlik, ek ders esaslarındaki adaletsizlikler, öğretmen açığı, atama ve yer değiştirme süreçlerinde yaşanan problemler, yönetici görevlendirme süreçlerinde mahkeme kararlarının doğurduğu sorunlar, öğretmene şiddet gibi, çözüme kavuşturulması gereken sorunların bir an evvel aşılmasını ümit ediyor; öğretmenlerin gönülden katılacakları, kökü derinlerde bir Öğretmenler Günü özlemiyle, tüm öğretmenlerimizi
Güncelleme Tarihi: 24 Kasım 2016, 17:18