Geçtiğimiz haftalarda, madde bağımlısı E.Y. tarafından hunharca katledilen Düzgün Akyıldız için yürüyüş yapıldı. Yürüyüşe tüm hemşehri dernekleri, sivil toplum kuruluşları, siyasiler ve Gemlik halkı büyük bir katılım gösterdi.
Fotoğraflar için tıklayınız...
Gemlik’te geçmiş dönemlerde cinayetlere kurban edilerde unutulmadı. En önde taşınan pankartlarda; "Düzgün Akyıldız, Dilay Gül, Şükrü Kara, Kübra Oral ve Faruk Ünal'ında fotoğrafları yer aldı, Acı bir şekilde katledilen Düzgün Akyıldız için yapılan yürüyüşte tüm Gemlik’in, idarecilerin, sivil toplum kuruluşlarının, siyasilerin, derneklerin, kolluk kuvvetlerinin de yer alması dikkat çekerken yaklaşık 10 bin kişinin yürüyüşe katıldığı gözlendi. Yürüyüş, “Dereboyu Taş Köprü” mevkiinde saat 14:00’de başladı. Pankart ve dövizlerle birlikte Düzgün Akyıldız’ın katledildiği yere karanfiller bırakılmak üzere Orhangazi Caddesi ve İstiklal Caddesi üzerinden 1 Nolu Cadde'ye yüründü.
Binlerce Gemlikli Tek Yürek Oldu
Kalabalık yürüyüşün en önünde eşi Irmak Akyıldız ve ailesi yer alırken, aileye, Chp Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu, Gemlik Kent Konseyi Başkanı Mukaddes Serim, Genel Sekreteri Mehmet Çelik, parti yöneticileri, sivil toplum örgütleri, hemşehri dernekleri ve Gemlik halkı eşlik etti. Zorlukla ayakta durduğu gözlenen Akyıldız ailesine Gemlik halkı büyük moral verdi.
Gerçekleşen yürüyüşte pankart ve dövizler dikkat çekti. Pankartlar da şu ifadeler yer aldı ; “Bu çığlığa ses ver artık yeter! – Madde bağımlılığı seninde evine zarar verebilir! – Madde suçu işleyenlere göz yumanlara seyirci kalma! – Madde bağımlılığına ve çeteleşmeye dur diyelim! – Güvenilir ve yaşanılır bir Gemlik için sende omuz ver! – Acı ve gözyaşı istemiyorsan madde kullanımına ve ticaretine dur de! – Susma sustukça sıra sana gelecek!"
Cezalar Ağırlaştırılsın Denetimler Artsın
Yürüyüş Akyıldız'ın katledildiği yere karanfiller bırakıldıktan sonra iskele meydanına ilerledi. İskele meydanında madde bağımlılarına ve madde satıcılarına karşı yasaların eksik olduğu konusunda bir basın açıklaması yapıldı. Yapılan basın açıklamasına tüm Gemlik halkı destek verdi. Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi :
"Çok değerli basın ve değerli halkımız. Ülkemizin farklı il ve ilçelerimizden gelmiş olsak da ortak paydamız Gemlik. Aslında farklılıklarımız zenginliğimizdir. Nitekim bu etkinlikte ilçemizde bulunan hemen herkesimden insanı bünyesinde barındıran hemşeri dernekleri, sivil toplum kuruluşları ile yapılan görüşmeler neticesinde herkesin ayrı ayrı fikri alınmak suretiyle olgunlaştı. Dostlar yaşamımızı sürdürdüğümüz, çocuklarımızın sokaklarında büyüdüğü, Marmaranın incisi ilçemizin her sorunu bizim sorunudur. Zeytin sorunu da, balıkçılık sorunu da, ulaşım, sağlık, eğitim vb her sorun bizim ortak sorunumuzdur. bu sorunlarımızda çözüm arama bu kapsamda birlikte hareket etme birlikte bir orman gibi kardeşçesine yaşama irademizin bir sonucudur. Ancak güzide ilçemizde son zamanlarda en önemli sorun güven sorunudur. İlçemizde güvenlik sorunu ciddi bir sorun haline gelmiş, insanlarımız hayatlarının baharında adeta pisi pisine ölmektedir.
Haberin videosu için tıklayınız...
Oysaki; ülkemizin de taraf olduğu ulusal üstü mevzuat ve gerekse iç hukukumuzun emredici hükümleri gereği yaşam hakkı en temel ve kutsal haktır. Bunun doğal sonucu olarak ve bu hakkın korunması kapsamında sorumlu organlar her bireyi başkalarının ölümle sonuçlanabilecek saldırı ve eylemlerine karşı korumakla yükümlüdürler. Sadece ilçemizde son olarak kendisini tanıyan hemen herkesin "Adı gibi DÜZGÜN bir insandı" dediği Düzgün AKYILDIZ bundan tam 15 gün önce hunharca katledildi. Dostlar bu cinayetleri işleyenlerin ortak noktaları madde bağımlısı olmaları, kitap yerine silah veya bıçağı iyilik yerine kötülüğü, yaşatmak yerine öldürmeyi, bilim ve sanat önderleri yerine mafya karakterlerini örnek almaları, huzur yerine şiddeti tercih etmeleriydi. Değerli dostlar tabiki bu cinayetleri işleyenlerin yasalarımıza göre en ağır cezayı almaları için davaların sonuna kadar takipçisi olacağız. Hukuk içinde ne gerekiyorsa yapacağız. TÜm haklarımızı sonuna kadar kullanacağız. Bu katiller en ağır cezayı almalılar ki hunharca bu cinayetleri yapanların yanına kâr kalmasın tabiri caizse ölen öldüğü ile kalmasın. Bu davaları başından sonuna kadar takip etme katillerin en ağır cezayı almaları için hukuk içinde her türlü mücadeleyi sürdürme başka Düzgün'lerin, Dilay'ların, Yasemin'lerin, Kübra'ların, Enes'lerin ölmemesi için akıl ve vicdan sahibi her yurttaşın sahiplenmesi temel görevdir.
Dostlar tüm bu cinayetlere ilişkin bu güne kadar yazılı ve sözlü basında çok şey söylendi. Kimi cezaların az olduğunu, kimi bu kişilerin suç işlemelerine rağmen ertesi gün ellerini kollarını sallayarak gezdiklerini, göz altına alınmadıklarını tutuklanmadıklarını söyledi. Peki bu gençler bu cinayetleri nasıl işledi. nasıl oluyor da bu gençler bu hunharca cinayetleri işleyebiliyor insanlıktan uzaklaşıp canavarlaşıyorlar. Acaba onları kazanmak topluma kazandırmak için gerekli olan yükümlülükler sorumlu organlarca yerine getirildi mi?
Anayasamıza göre sorumlu organlar gençleri alkol düşkünlüğünden uyuşturucu maddelerden suçluluk, kumar vb kötü alışkanlıklardan ve cehaletten korumak için gerekli tedbirleri almak zorundadır. Peki sorumlu organlar bu cinayetlerin önlenmesi için anayasal ve yasal görevlerini yerine getirmişler miydi? Bizce hayır çünkü son cinayeti işleyen şahsın balıkpazarı ve Kumla yolunda defalarca esnafı ve vatandalu tehtit edip çetevari eylemlerde bulunduğunu bilmeyen yok. Bu şahısla ilgili her gün bir hadise yaşandığını ve en son cinayetle sonuçlandı. Bu cinayet önlenemez miydi? Elbette önlenirdi... Kolluk kuvvetleri defalarca bu tarz eylemlerde bulunan bu şahsı aynı gün yaptığı başka bir saldırıdan dolayı gözlem altında tutup gerekli mercilere götürseydiler bu olay önlenebilirdi. Kolluk kuvvetleri kendini savunuyor. Hastahane morgunun önünde bile biz yakalıyoruz. Savcılar bırakıyor diyebiliyorlar, savcımıza sorsanız O da yasalar böyle diyecektir. Gemlik halkı olarak biz de mecliste bulunan tüm vekillere ve siyasilere çağrı yapıyoruz. Yasalar yeterli değilse ve bu yasaları düzenlemiyorsanız sizler de bu cinayete ortak oluyorsunuz. Nüfusu 100.000 i geçen ve her geçen gün daha da fazla göç alan ilçemizde gençlerin enerjilerini atacakları spror ve park alanları yerine hemen her yere inşaat yapılıyor.Şimdi de kentsel dönüşüm adı altında yeniden inşaat yapılarak daha çok kazanma amacı söz konusu. Oysa ki hukuk fakültesi gibi önemli bir fakülteyi kaybetmek üzereyiz. İlçemizin futboldaki temsilcisi Gemlikspor'daki durumlar herkesin malûmu. Neden bir tiyatro, sinema ve başka gençlerimizin kendilerini ifade edebilecekleri yeteneklerini geliştirebilecekleri spor sanat bilimsel bir faaliyet söz konusu değil. Kahve, internet kafe, meyhane dışında gençlerimizin gidebilecekleri kendilerini ifade edebilecekleri yeteneklerini geliştirebilecekleri ailelerine ve topluma yararlı bir birey haline gelebilecekleri faaliyetler neden yok?
Bizler Gemlik'te yaşan bireyler olarak tüm sorumlu organları anayasal ve yasal görevlerini biran önce yerine getirmeye ve bu kapsamda ilçemizde sanat bilim ve farklı kültürel faaliyetlerin derhal hayata geçirilmesini gençlerimizi zehirleyen uyuşturucu tacirlerine göz açtırmamasını internet kafe vb yerlerin daha fazla denetlenmesine katillerin en ağır cezaları alması için gerekli yasal düzenlemelerin vakit kaybetmeksizin hayata geçirilmesini talep ediyoruz. Sorumlu organlar görevlerini yerine getirmeli ki, Düzgün kardeşimizin acısı son acımız olsun. Aksi takdirde başka Düzgün'lerin hayatlarının baharında öldürülecekleri daha bir çok anne, baba, eş ve çocuğun canının yanacağını görmek için kahinolmaya gerek yok. Kalben mağdur olan tüm aileler ile dayanışma içinde ve her türlü desteği oluşturacağımızdan kimsenin kuşkusu olmasın. Bu duygu ve düşüncelerimizle basın açıklamasına destek veren tüm kurumlarımıza ve halkımıza teşekkür ediyoruz.
Birlikte daha güçlüyüz Gemlik Halkı... "