banner47

Doğalgaz stokları alarm veriyor

banner51
Doğalgaz stokları alarm veriyor

Şimdi kış arifesinde gaz stokları son yılların en düşük seviyesinde. Bu da fiyatlar üzerinde yukarı yönlü baskıya neden oluyor. Doğalgaz maliyetindeki artış ısınma faturasını yükseltmesinin yanı sıra et ve taze gıda üretimini bile olumsuz etkilemeye başlarken, İngiltere’de rafların boş kalabileceği uyarısı yapıldı. Uzmanlara göre bu durum Türkiye'deki tüketicilerin doğalgaz faturalarına da yansıyabilir.

 

Soğuk havaların kendini hissettirmesine bir ay kala doğalgaz fiyatları rekor seviyeleri gördü. Vadeli işlemlerde gazın fiyatı 5 doların üzerine gelirken bu seviyeler en son 2014 senesinde test edilmişti. İngiltere özelinde yıl başından beri doğalgazın toptan fiyatındaki artış yüzde 250 olurken, ABD’de yüzde 100’lük tırmanış yaşandı. Gaz fiyatındaki artışa paralel İngiltere’de elektrik fiyatları bu ay içinde ikiye katlandı ve 2020’nin aynı dönemine göre 7 kat pahalı hale geldi.

Hürriyet gazetesinden Muhammed Kafadar'ın haberine göre benzer şekilde Fransa, Hollanda ve Almanya’da da enerji fiyatları sıçrama yaptı. Almanya’da doğalgaz faturalarının bu kış yüzde 12 civarında zamlanması bekleniyor. Uzmanlar, havaların soğumasıyla doğalgaza olan talebin artmasının enerji fiyatlarını daha da arttıracağı uyarısında bulundu. Pandemi sonrası ekonomilerin toparlanmaya başlaması halihazırda doğalgaz fiyatlarını yukarı yönlü itiyordu ancak şimdi stoklardaki azalma fiyatları tüm zamanların en yüksek seviyelerine taşıdı.

ABD’de doğalgaz stoklarının önceki yıla göre yüzde 16.5 daha düşük olduğu hesaplanıyor. Avrupa’da da stokların ortalamanın yüzde 24 altına düştüğü değerlendiriliyor. Analistlere göre tanklar yaklaşık yüzde 70 dolulukta, geçen yıl aynı dönemde bu oran yüzde 93 seviyesindeydi.

Buna karşın kuyu sayısı sabit kaldı. ABD’de 100 olan kuyu sayısı vadeli fiyatların 5 doların üzerine çıktığı 2014’te bugünkünden 3 kat daha fazlaydı. Avrupa’nın gaz stoklarında görülen düşüş, fiyat tırmanışını tetiklerken bunun arkasında küresel ısınma yatıyor. Yaz boyu kuzey yarım kürede görülen aşırı sıcaklar rüzgarları olumsuz etkiledi. Önceki yıllara kıyasla çok daha az rüzgar eserken buna bağlı enerji üretimi ciddi ölçüde azaldı. Ayrıca Haziran-Temmuz aylarında görülen aşırı sıcaklar ve Kuraklık hidroelektrik santrallerini de vurdu. Bu iki kaynağın yokluğunda oluşan açığı telafi etmek için stoklardaki gaz kullanıldı. Dahası sıcak hava, klimalar için daha fazla enerji gerektirdi.

Geçen ay Amerika’nın doğu kıyısında etkili olan Ida Kasırgası, Meksika Körfezi’ndeki neredeyse tüm doğalgaz ve petrol kuyularını durmaya zorladı. Avrupa’nın en büyük gaz tedarikçisi Rusya, muhalif gördüğü Ukrayna üzerinden kıtaya daha fazla gaz tedarik etmeye yanaşmıyor, şu anda bu hat, tam kapasitenin altında çalışıyor.
Korona sonrası Asya’da talep artışı yaşanıyor.

Kış mevsimiyle birlikte ısınma kaynaklı talepte patlama beklenirken Avrupa ülkeleri enerji açıklarını iklim değişikliğine neden olduğu için bir bir kapatmaya başladıkları kömür santralleri ile Japonya’daki tsunami felaketi sonrası tartışılan nükleer santrallerden karşılamanın hesaplarını yapıyor. Bu noktada Fransa’nın nükleer enerji kapasitesi Avrupa için kurtarıcı olabilir. Şu anda kurulu gücün yüzde 75’i seviyesinde hizmet veren santrallerin Kasım ayında yüzde 90 kapasiteye çıkarılmasına çalışılıyor. Bu durumda 56 santrale sahip Fransa, diğer ülkelere daha fazla enerji ihraç edebilecek. Fransa nükleerde Almanya ve İngiltere’nin 7 katı kapasiteye sahip. Öte yandan kömür santrallerine de bir yönelim olsa da pahalı emisyon vergileri nedeniyle bu kaynak rekabetçi değil. Bu arada fiyatların dengelenmesi için Avrupa’ya Rus gazını taşıyacak yeni Kuzey Akım 2’nin bir an evvel işletmeye alınması için de bir baskı var. Rus enerji devi Gazprom hattın inşasını tamamladı ancak kullanım için gerekli izinlerin kısa zamanda çıkması beklenmiyor.

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner27

banner23