İZMİR (İGFA) - 1978’den beri arkadaş olan iki sanatçı, imza öncesindeki söyleşide, yazdıkları kitaplar ve genel konular hakkında kitapseverlerin yönelttiği soruları cevaplandırdı.
Sözlü tarih çalışmaları yapan ve yakın zamanda ‘Hangimizin Yarası Yok Ki’ isimli Foça öyküleri kitabı yayınlanan Sait Almış; ‘‘96’dan beri Foça’yı yaşayıp Foça’yı yazan bir kişiyim. Öykü kitabımı okuyan arkadaşlar da fark etmiştir. Yaşamadan Foça’yı yazmak mümkün değil. Foça’nın kent kültürünü oluşturmak konusunda küçük de olsa bir katkı yapmaya çalışıyorum. Bundan sonra da Foça hakkında yazmayı düşünüyorum.’’dedi.
Nöroloji Doktoru olarak uzun yıllar yöredeki insanlara sağlık vermiş olan Sait Almış, nöro psikiyatrist açıdan insan analizlerinden oluşacak bir çalışma yapar mısınız sorusuna, öykülerde mümkün olamayacağını ancak belki ileride yazacağı roman çalışmasında bunu deneyebileceği cevabını verdi.
ÖĞRENDİKÇE CAHİLLİK ARTIYOR
Müzikal çalışmalarıyla da bilinip çok sevilen Hüsnü Arkan, iyi yazar olmak için çalışmak mı yetenek mi gerekli sorusunu; ‘‘Sanatla uğraşmak bir anlam, bir lütuf falan değil. Sonuçta bir yeteneğiniz elbette olmalı. Daha doğrusu bu yetenek olarak adlandırılabilir mi? Onu da bilmiyorum, yetenekli miyim değil miyim ona da çok takmamak lazım. Bir ilginiz olmalı her şeyden önce. Bir anlatıma, bir ifadeye, anlattıklarınızın karşınızdaki kişiye geçmesine. Bütün bu ilişkilerin toplamına bir ilgi duymanız lazım. Bunun yanında da şu olabilir. Belki bir beğenilme arzusu olabilir. Birçok sanatçıda vardır bu, bende de vardır herhalde. Bu iş birikiminizle ve çalışmakla alakalı daha çok. Yetenek vardır Allah’ın bir lütfu ama ancak çalışmakla bunun geliştirilebilir olduğuna inanıyorum. Çalışmak da günde birkaç saat bakıp geçmek değildir. Yani normal iş gibi bunu masaya oturup, günde 8 saat 10 saat 15 saat çalışmanız lazım. Bu herkes için böyledir sanıyorum" diyerek yanıtladı.