Öncelikle ‘Ramazan-ı Şerif’in ülkemize, dünya Müslümanlarına ve tüm insanlığa hayırlar ve güzellikler getirmesini diliyorum’ dileyerek sözlerine başlayan Yıldız konuşmasının devamında şu sözleri söyledi.
‘Bir Ramazan ayına daha bizleri kavuşturan yüce Allah’a ne kadar şükretsek azdır. İnanıyorum ki, Ramazan ayının getirdiği rahmet ve bereket ikliminde ihtilaflarımızı bir kenara bırakıp, kardeşliğimizi temin edeceğiz. Küçüğünden büyüğüne, işçisinden memuruna, hangi fikir ve inanca sahip olursa olsun 83 milyon bir ve beraber olacağız. Tüm dünya Müslümanlarının gözü kulağı bizde, bizlere ihtiyaçları var. Mahzun coğrafyalarında akan kan ve gözyaşının bir an önce dinmesini istiyorlar. Bu mübarek ayda bile canlarıyla, mallarıyla, açlıkla, ırz ve namuslarıyla imtihan olmak zorunda kalıyorlar. Emin olun ki akan kan ve gözyaşını dindirecek ülkenin Türkiye olduğunu da biliyorlar. Burada bize düşen görev Yeniden Büyük Türkiye’yi ayağa kaldırmak olmalıdır.’
CAMİLER YİNE MAHZUN
‘Gönül isterdi ki bu mübarek ayın feyz ve bereketini, manevi atmosferini Ayasofya’da, Sultanahmet’te ,Ulucami’de yaşayalım; lakin lebalep kongreler yapanlar bizleri teravih namazlarını özler hale getirdi. Dileğim ve temennim; ülkemizin ve tüm dünyanın bu tür salgın hastalıklardan bir an önce kurtulmasıdır. Bu vesile ile başı rahmet, ortası mağfiret, sonu ise cehennem azabından kurtuluş olan Ramazan ayının ülkemize ve bütün insanlığa saadet, birlik ve beraberlik getirmesini Cenab-ı Hak'tan niyaz ediyor, en kalbi duygularımla Ramazan-ı Şerif'inizi tebrik ediyorum.’