Tüm insanlığın çok kritik süreçten geçtiğini vurgulayan Yıldız, “Türkiye’nin gündeminin birinci sırasında terör yer almaktadır. İkinci sırada işsizlik, üçüncü sırada eğitim, dördüncü sırada ise hukuktaki çarpıklık yer almakta. İktidarın gündeminde ise, Anayasa, Başkanlık sistemi, vizesiz Avrupa ile dokunulmazlıkların kaldırılması var” diye konuştu.
Başkanlık sistemini ilk Milli Görüş’ün gündeme getirdiğini, şimdi de başkanlık sitemine karşı olmadıklarını dile getiren Yıldız, ‘Nasıl bir başkanlık sistemi? Diye sordu. “Türk Tipi Başkanlık sistemi diyorlar. Nasıl bir sistem? Cevabı yok. Getirin masaya müzakere edelim. İslam öncesi başkanlık sistemi mi, İslam sonrası başkanlık sistemi mi? Osmanlı tipi başkanlık sistemi mi, Cumhuriyet dönemi başkalık sistemi mi? Eğer Cumhuriyet dönemi başkanlık sistemiyse, o zaman yeni bir soru soruyoruz? Atatürk dönemi başkanlık sitemi mi, İnönü dönemi başkanlık sistemi mi? Bunlara cevap yok. Diyorlar ki ‘devlet başkanını ve milletvekillerini doğrudan halk seçmelidir’. Tamam. Dünyada iki tip başkanlık sitemi uygulanmaktadır. Amerikan tipi başkanlık siteminde bunlar oluyor. Başkan, meclis üyelerini fes edemediği gibi meclisi de fes edemiyor. Ayrıca başkanın kanun yapma yetkisi yoktur. Fransa’da uygulanan yarı başkanlık siteminde ise, sorumlu başkan ve hükümet vardır. Bu üç özellik bu sistemde de var. Meclis başkanı azledemiyor, başkan da meclisi feshedemiyor. Kanunları çıkarma yetkesi meclise aittir. Bizde açıklanan sistemde ise hem devlet başkanı hem meclis üyelerini halk seçecek. 550 milletvekili başkanı görevden alamayacak ama başkan meclisi feshedebilecek. Şartlar meclisin feshi için elverişli değilse, milletin kesesinden milletvekillerine kılıfına uydurularak rüşvet teklif ediliyor. Başkan kanun hükmünde kararname çıkarmak suretiyle yasama faaliyetlerin sürdürebilecek. Bu uygulama ülkeyi despotizme götürür” açıklamasında bulundu.
Cumhurbaşkanı’nın başbakanlığı döneminde terör konusunda kendilerini Genel Başkanımız Prof. Dr. Mustafa Kamalak bizzat uyarmıştı, “Biz büyük endişe içindeyiz. ‘Bu sürecin sonunda Türkiye ya bölünecek, ya da büyük çatışmalar yaşanacak’ dedik. Ne oldu? İktidar iş başına geldiğinde bu terör böyle azgın mıydı? Cumhurbaşkanı’na Saadet Partisi adına yazdığı mektupta, ‘Sayın Cumhurbaşkanım siz ABD ile bir olup eğit-donat politikası uygulayacağınızı söylüyorsunuz. Suriye’deki muhalifleri eğitecekler. Adam öldürme eğitimi verecekler. Cumhurbaşkanım Türkiye’nin bu tutumu karşı tarafa da aynı hakkı vermez mi?’ dedik. Biz bunu dediğimiz için Esedçilik ile suçlandık. Bizi Esedçilik ile suçlayan hacılara, hocalara sesleniyorum ‘sizler hiç kitabınızı okumuyor musunuz?’ ne diyor kitabımız ‘iki Müslüman toplum arasında bir itilaf çıktığı zaman onların arasını bulun’ diyor. O maksatla Esed ile görüştük. Düşüncelerimizi ifade ettik. Biz ayrıldıktan sonra 5 bin den fazla tutukluyu serbest bıraktı. 15 gün sonra Şam Camii’nde sabah namazı kılacaklardı. ‘Suriye’de sadece Suriyeliler yok. Orada İran, Rusya bunların irtibatlı olduğu 72 millet var’ dedik. Hocamızın konuşmalarını hatırlattık. Şuan iktidar ‘Suriye’nin bütünlüğü korunmalıdır’ diyor. Elin adamı Suriye’yi 4 parçaya bölmüş durumda. Rusya Güney’de konuşlanmış vaziyette. ABD PYD’ye silah vermiyormuş. PKK’nın ilindeki silahlar kimin? Şuan ise Rusya PYD’ye temsilcilik açmış durumda” şeklinde konuştu.
Ülkenin eğitim sistemi ile yetişen çocukların devlete başkaldıracak hale gelişlerinin sorgulanması gerektiğini kaydeden Yıldız, “Milli eğitimin hali ortada. Yetişen nesil ortada. Ondan sonra sapıklıklar ortaya çıkıyor. Ey büyük Türk Devleti! bu devletin çocuklarını 6-7 yaşında eğitim için teslim almıyor musun? Nasıl oluyor da bu çocuklar 15-16 yaşına geldiğinde devlete baş kaldırıyor, dağa çıkıyor. Sen kumar oynuyorsun, faturayı millet ödüyor. Dün Çanakkale’de vücutlarını siper eden dedenin torunları yanlış eğitimden dolayıbirbirlerine mermi yağdırıyor. Bu böyle gitmez. Durduracak olan Milli Görüş’ün tek temsilcisi olan Saadet Partisi’dir” değerlendirmesinde bulundu.
AB ile vizelerin kaldırılması için yoğun mesai harcandığını şimdi ise adının bile geçmediğini ifade eden Yıldız, “Bir diğer konu AB ile vize anlaşmalarıydı. AB’den gelen haberlere göre, büyük bedeller ödememize rağmen vizesiz Avrupa bir başka bahara kaldı. Vizesiz Avrupa ne kazandıracak? İşsizliğinin hat safhaya, geçim sıkıntısının ocakları kavurduğu dönemde ne kazandıracak? Hükümet yetkilileri ülkenin diğer tarafına gidebiliyor mu? Genel Başkanımız Cizre’ye gitmek istediğinde ‘sizi koruyamayız’ dediler. Yazılı belge istediler. İktidar sahipleri ve yandaş medya bizi suçlamaya tabi tuttu.