Okullar ve öğrencilere hizmet veren kırtasiye sektöründe ise hareketlilik söz konusu. Yeni dönemin başlaması ile canlanan kırtasiyecilik sektöründe gelişmeleri, öğrencilerin ihtiyaç duyduğu malzeme ve takviyeleri, ilçemizde 19 yıldır faaliyet göstermekte olan Çoruh Kitap Kırtasiye’nin sahibi Fatih Mehmet Ejder ile konuştuk.
“25 METREKARELİK BİR DÜKKÂNDA, SADECE KIRTASİYE MALZEMESİ İLE BAŞLADIK”
GemlikLife: Fatih Bey, okurlarımız için kendinizi tanıtabilir misiniz?
Fatih Mehmet Ejder: 1994 yılından beri yayın sektöründe bulundum. Çalıştığım yayınevinde yardımcı kaynaklar başta olmak üzere eğitim yayıncılığı hizmeti veriyorduk. En son bölge temsilciliği görevindeydim. Erzurum, İstanbul, İzmir ve Bursa’da bulunan bayilerde çalıştım. Bu yılın başından itibaren ise Çoruh Kırtasiye’de hizmet vermeye başladım.
GL: Çoruh Kitap Kırtasiye 19 yıldır hizmet vermekte olan bir işletme. Bu sürede piyasada ne gibi değişiklikler oldu?
FME: İşletmemiz öncelikle Orhan Yılmaz tarafından, yirmi beş, otuz metrekarelik bir yerde kuruldu. Sadece kırtasiye malzemeleri satılan işletmede farklı kitaplar da yoktu. O dönem ders kitapları ücretliydi tabi. 2004 yılında ders kitapları devlet tarafından ücretsiz verilmeye başlanınca yayıncılık anlayışı da değişti.
Bu gelişmenin ardından yayınevleri, yurt dışında yardımcı kaynaklar, soru bankaları, yaprak testler nasıl hazırlanıyor bunun araştırması içine girdiler. Daha sonra da üretime geçildi. Piyasadaki kitap pastasının %80’i yardımcı kaynaklara kaldı.
Yayıncıların kendi yayın kurulları var. Bu kurullar bir araya gelerek kendi branşlarında yaptıkları araştırmaları, Milli Eğitim Bakanlığı’nın müfredatına göre hazırlıyorlar. Daha sonra da yardımcı kaynaklar, testler üretiliyor. Ayrıca yayınevlerinin hazırladıkları deneme sınavları sayesinde Türkiye’nin çeşitli yerlerindeki öğrenciler, birbirleri ile kendilerini kıyaslayabiliyorlar.
“AKILLI TAHTALARIN EĞİTİME KATKISI BÜYÜK”
Diğer bir gelişme ise 2010 yılından sonra başlayan FATİH Projesi oldu. Okullara akıllı tahtalar, öğrencilere tabletler dağıtıldı. Okullara teknolojik geliştirmeler yapıldı. Akıllı tahtalar ile öğretmenler kendilerine artı değer kattılar. Tahtalar, tabletlerden daha çok işe yaradı. Ama tüm öğretmenlerin tahtaları başarılı şekilde kullandığı söylenemez. Genç öğretmenlerin akıllı tahtaları daha başarılı kullandığını söyleyebiliriz.
Bu projeden sonra yayınevleri de akıllı tahtalarla neler yapabiliriz diye düşünmeye başladılar. Ders içerikleri DVD gibi flash bellekler gibi dijital ortamlara aktarılmaya başlandı. Konularla alakalı animasyonlar, görseller öğrencilere sunuldu. Büyüyen yayınevleri de öğretmen ve öğrencilere destek olma imkânını buldu.
Ders kitaplarını devlet veriyor vermesine ama tek kaynak öğrencilere yeterli olmuyor. Öğrencinin başarılı olması için daha çok soru çözmesi lazım.
Bir bayiliğini yaptığımız yayınları gidip öğretmenin önüne bırakmıyoruz. Akıllı tahtalarla, öğretmenlerin kullandığı imkânlarla yardımcı kaynakları sunuyoruz. Yazıyla ders bir noktaya kadar anlatılıyor ama görseller zenginleştiği zaman algı da birlikte gelişiyor ve başarı oranı artıyor.
“YARDIMCI KAYNAKLAR BAŞARI ORANINI ARTTIRIYOR”
GL: Yardımcı kaynak konusunda oldukça yoğun durdunuz, gerçekten bu kaynakların öğrenciler ve öğretmenler için önemi nedir?
FME: Şöyle düşünün. Sadece çorbayla da karnınız doyar, zeytin ekmekle de. Ama farklı yemekler yerseniz daha çok doyarsınız. Lezzetini daha fazla alırsınız. Yardımcı kaynaklar da ne kadar zengin hale gelirse, öğrencinin başarı oranı da o kadar artar.
GL: En çok tercih edilen, sınavlarda çıkacak olası sorulara en yakın kaynaklar hangileri?
FME: Bayiliğini yaptığımız Şifre Yayınları, bir de iki yıl önce kurulan Sözün Özü Yayınevi. Bu yayınevleri, TEOG’da soru benzerliğini yüksek ölçüde yakalıyorlar. Soru biçimlerini yakalamışlar.
“UCUZ MALLARIN ZARARLI ETKİLERİ VAR”
GL: Kırtasiye malzemeleri her yerde satılabiliyor. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
FME: Kırtasiyeciler Birliği’nin bir sloganı var; “Kırtasiye, kırtasiyeciden alınır”. Eğitim öğretim dönemlerinin başlangıcında çeşitli zincir marketler de bu pastadan pay almaya çalışıyorlar.
Piyasada Çin malları var. Maliyetleri ve kaliteleri düşük. Markalı ürünlerin maliyetleri yüksek. 50 Kuruş’a da kalem var, 2 TL’ye de. Aradaki bu dört katlık fark, bizim kârımız değil.
Anaokullarında öğrenciler oyun hamurları, parmak boyalar kullanıyor. Bunlar öğrencilerin ciltlerine doğrudan temas eden malzemeler. Kalitesiz ürünler, çocukların ciltlerine zarar verebilir. Velilere tavsiyemiz, aldıkları ürünleri araştırmaları. Biz sağlıklı ürünleri satmaya özen gösteriyoruz. Kalitesiz ürünleri de satabiliriz ama biraz da vicdan meselesi.
ÇORUH KİTAP KIRTASİYE’DEN YILIN KAMPANYASI
100 TL’LİK ALIŞVERİŞE, LED TV HEDİYE!
GL: Röportajı bitirmeden işletmenize dönelim. Çoruh Kitap Kırtasiye, bu yıl Gemlikli müşterilerine dört binin üzerinde hediye verecek. Bu kampanya nasıl ortaya çıktı?
FME: Malum okullar açılacak. 100 TL ve üzerinde alışveriş yapan müşterilerimiz kendi seçecekleri zarfın içinde yazan hediyeye sahip olacak. LED TV’den tablet bilgisayara, flash bellekten kırtasiye ürünlerine kadar değişik hediyelerimiz var. Hepsi paketli, anında teslim ediyoruz. Bizim için müşteriler, yalnızca müşteri değildir, hepsi bizim birer misafirimizdir.
Neden 100 TL gibi bir sınır belirlediğimizi soranlar oldu. Bir misafirimiz gelip 10 TL’lik de alışveriş yapabilir, 250 TL’lik de alışveriş yapabilir. 100 olması aynı zamanda dikkat çekici olması için.
4046 adet zarf hazırladık. Bu zarfların içinde 19 farklı çeşitte hediye var. Alışverişini yapan misafirimiz zarfını kendisi çekiyor, hediyesini teslim alıyor.
“VELİLERİN SORUMLULUĞU BÜYÜK”
GL: Röportajımızı bitirirken, eklemek istediğiniz şeyler var mı?
FME: Eğitim alanında velilere de oldukça sorumluluk düşüyor. Okul çocuğumu zaten eğitiyor diye bir düşünce olmamalı. Ailesi öğrenciye ne kadar ilgiliyse öğrenci de o kadar başarılı olur.
Öğrenciler dünya klasiklerinin yanında Türk klasiklerini de okumalı. Yabancı yazarları okuyan çocuklar Mevlana’yı da okumalı, Çanakkale’yi de bilmeli.
Terör son aylarda canımız çok yaktı. Şehitlerimizi de rahmetle anıyorum. Terör cehaletten beslenir. Eğitimli nesiller yetişirse eleştirdiğimiz odaklar onları kendi avuçlarına alamaz. Bu gün batılı devletleri, İsrail’i eleştiriyoruz ama karşısına hangi projeyi koyabiliyoruz? Bu eleştiriler sözde mi kalmalı? Eğitimle uygulamaya konmalı.
Öğrenciler Türkiye’nin tüm kültürlerini tanımalı. Güney Doğu’ya da gitmeli, Karadeniz’e de. Osmanlı Sarayları’nı da görmeli, Çanakkale’yi de. Öğretmenlerimizle, öğrencilerimizle çeşitli sosyal içerikli projelerimiz olmuştu, yine olacak.
GL: Biz de GemlikLife olarak eğitme, spora ve kültürel çalışmalara destek olmaya çalışıyoruz. Bu tarz konuları Gemlik ile paylaşıyoruz. İlçemiz artık olumsuz haberlerle gündeme gelmemeli. İnşallah Gemlik de yakında eğitimle, sanatla anılacak. Bu süreçte biz de elimizden gelen desteği vereceğiz.
Keyifli sohbetiniz için teşekkür ederiz. Çalışmalarınızda başarılar diliyoruz.
FME: Ben teşekkür ederim. İlçemizde eğitim ve öğretime katkı sağlayabildiysek ne mutlu bize.